26 Mayıs 2010 Çarşamba

http://www.spike.com/video/cant-stopred-hot/2459420

http://www.spike.com/video/cant-stopred-hot/2459420

The Cranberries

The Cranberries, 90`larda altın çağını yaşamış, İrlandalı rock müzik grubudur. Grubun üyeleri, 2003 yılında, resmen dağılmasa da birbirinden ayrılmıştır.

Grubun vokalisti olan Dolores O`Riordan`ın güçlü sesi sayesinde İngiltere`de başarı yakalayabilmişlerdir.1993`de The Cranberries Linger`ın Amerika ve İngiltere`deki başarısından sonra dünyaca ünlü bir grup haline geldiler. Aynı yıl Everybody Else Is Doing It, So Why Can`t We? albümünü çıkarttılar. 1994`de yaptıkları No Need to Argue albümü milyonlarca kopya sattı. 1996`da çıkarttıkları To the Faithful Departed albümünde kullandıkları yeni stil diğerleri kadar rağbet görmemiştir. 1999`da Bury the Hatchet albümünü oluşturdular.
2001`de yaptıkları Wake Up and Smell the Coffee albümü "Sihir geri döndü" gibi yorumlara vesile olmuş ve Amerika listelerinde 46. sıraya yükselmiştir.2004 yılında, grup üyeleri, kariyerlerine kişisel olarak devam edeceklerini açıkladılar ve sonraki albümü askıya aldılar. Yıllarca düzenledikleri turlar ve promosyonlar sayesinde 38 milyondan fazla albüm sattıktan ve dünya çapında yüzbinlerce hayranlarıyla buluştuktan sonra grup artık bir ara vermenin doğru olacağına karar verdi.
Grup önümüzdeki günlerde Türkiye'de bir konser vermeye hazırlanıyor.22 Temmuz 2010 tarihinde Maçka Küçükçiftlik Parkta sevenleriyle buluşucak grubun biletleri biletixten satışa sunuldu.
http://www.biletix.com/event.htm?id=LLUNA

Albümleri:

Stüdyo albümleri
* Everybody Else Is Doing It, So Why Can`t We? (Nisan 1993)
* No Need to Argue (Eylül 1994)
* To the Faithful Departed (Nisan 1996)
* Bury the Hatchet (Nisan 1999)
* Wake Up and Smell the Coffee (Ekim 2001)

Toplama albümleri
* Bury the Hatchet - The Complete Sessions (2000)
* Stars - The Best of 1992 - 2002 (Eylül 2002)
* Treasure Box - The Complete Sessions 1992-1999

Canlı performans albümleri
* Live in paris (2000)
* Doors And Windows (1995)
* In Concert at the BBC (1994)
* In Concert: New Rock #94-44, disc 2 of 2 (1994)

25 Mayıs 2010 Salı

Nightwish

Nightwish (bazen NW olarak kısaltılır), Finlandiyalı müzik grubudur. 1996 yılında Kitee’de kurulmuş olan grup; 1997-2001 yılları arasındaki çalışmalarında power metal türünün örneklerini verirken, 2002 ve sonrası albümlerde müziğine senfoniyi de katarak sonradan senfonik power metal olarak anılacak türe öncülük etmiştir. Günümüze kadar 4 milyondan fazla albüm satan Nightwish, kurulduğu günden beri 40’ı aşkın sayıda ülkeyi ziyaret etmiştir.

İlk albümü “Angels Fall First” ve ilk teklisi “The Carpenter”ı 1997 yılında yayınladığından beri ülkesinde dikkat çekmekte olan grup; sırasıyla 1998, 2000 ve 2002 yıllarında yayınlanan “Oceanborn”, “Wishmaster” ve “Century Child” albümleri ile dünya çapında bir ün sahibi oldu. 2004 yılında yayınlanan ve 1 milyonluk satışa ulaşan “Once”dan çıkan, “Nemo” ile “Wish I Had An Angel” gibi teklilerin klipleri ise MTV ve Amerikan filmlerinin müziklerinde yer alarak, gruba Amerika’da ticari başarının kapılarını araladı ve böylece grup tarihinin en büyük turu olan “Once” Dünya Turu’na başladı.Turun sonlarına doğru, Eylül 2005’inde, “Highest Hopes” adlı “en iyiler” toplama albümü yayınlandı. “Once” Dünya Turu'nun 21 Ekim 2005’te gerçekleşen son ayağından sonra grubun diğer dört elemanı vokalist Tarja Turunen’e bir açık mektup aracılıyla grubu bırakma çağrısında bulundu. Onun ardından “End Of An Era” DVD'si piyasaya sürüldü.
24 Mayıs 2007'de, eski Alyson Avenue vokalisti olan Anette Olzon’un Turunen’in yerine geldiği açıklandı. Ardından yeni albüm için vokal kayıtlarına başlandı. 26 Eylül 2007'de grubun bu albümü “Dark Passion Play” adıyla satışa sunuldu. “Dark Passion Play” albümünün 1 milyona yakın kopyası satılan grup, albüm için 2009 baharının sonuna kadar sürmesi planlanan bir tura başladı. 2009'un Mart'ında "Made In Hong Kong (And In Various Other Places)" adını taşıyan bir mini konser albümü yayınlayan grup, turne sona erdiği zaman yeni stüdyo albümü üzerine çalışmalara başlamayı planlıyor.
 “Angels Fall First” (1997)

  Diskografi
  • “Angels Fall First” (1997)
  • "Oceanborn” (1998)
  • "Wishmaster” (2000)
  • "Century Child” (2002)
  • "Once” (2004)
  • “Dark Passion Play” (2007)

23 Mayıs 2010 Pazar

Dream Theater

Dream Theater, Amerika/New York orjinli bir Progresif Metal grubudur. '90ların başında Amerika'da başlayan Progresif Metal hareketinin Queensryche ve Fates Warning ile beraber en büyük grubudur. Grup müziğinde progresif rock ve heavy metali, jazz temellerini birleştirmiştir. Hayat ve felsefe gibi derin konulardan etkilenen şarkı sözleri ile progresif metalde yeni bir yol açmış, birçok grubun müziklerini etkilemişlerdir.

Yaklaşık 20 yıldır resmi olarak müzik yapıyorlar.Berklee de okuyan bas gitarist John Myung, gitarist John Petrucci ve davulcu Mike Portnoy tarafından kurulmuştur. Daha sonra Petrucci'nin çocukluk arkadaşı Kevin Mooreun da katılımıyla grup "Majesty" adını aldı. Ama yaptıkları ilk demo albümün başarıya ulaşması sonucu "Majesty" isminin başka bir grup tarafından kullanıldığını öğrenip, Mike Portnoy'un babasının tavsiyesiyle grubun adı eski bir sinemadan esinlenerek "Dream Theater" olarak ilk ve son kez değiştirmişlerdir. Grubun ilk albümü (When Dream and Day Unite) 1989 yılında piyasaya sürüldü. Bu albümden sonra müzikal farklılıklar yüzünden vokalist Charlie Dominici gruptan ayıldı ve onun yerine Kanadalı James LaBrie gruba katıldı. En büyük çıkışı 1992'de ikinci albümleri "Images and Words" albümüyle gerçekleştirdiler. İlk konserlerini Iron Maiden'ın katkısıyla gerçekleştirdiler. 1994'te Awake albümünü çıkaran gruptan Kevin Moore ayrıldı ve yerine Derek Sherinian geldi. 1995'te A Change Of Seasons ve 1997'deki Falling From Infinity albümleri çıktı. Daha sonra gruba Jordan Rudess girdi ve 1999'da Metropolis Part 2 yan başlıklı Scenes From A Memory adlı konsept albüm çıktı. Bu albümde Nicholas diye biri hipnoz ile geçmiş yaşantısına döndürülür ve geçmiş hayatında Victoria adlı bir kadın olduğunu ve iki erkek kardeşin ona aşık olması sonucu yaşanan sorunları görür. (Bu hikayenin başı da Images and Words albümünde Metropolis Part 1 olarak anlatılmıştı.) Daha sonra deneysel albümler yapan grup 2002'deki 6 Degrees Of Inner Turbulence adlı 2 CDlik bir albüm yaptılar. 2003'te ise kariyerlerinin en sert albümü olan Train Of Thought piyasaya sürüldü. Grup iki kere Türkiye'ye geldi. Biri 6 Degrees turnesinde, biri ise Octavarium turnesinde. (Train Of Thought turnesinde de gelmek istememlerine rağmen daha sonra iptal edildi.) Dünyanın en büyük progressive gruplarından biri olan Dream Theater son albümünü (Octavarium) 2005 yılında piyasaya sürdü. Özellikle aksak ritimlere ağırlık vermeleri,armoniyi "progressive" tutarak müziği farklı bir noktaya taşımaları bakımından müziğe katkıları olmuştur. Grup üyelerinin hepsi bir çok albümde değişik müzisyenlerle çalışmış,değişik projeler dahil olmuştur. Gitarist John Petrucci 2005 yılında Steve Vai ve Joe Satriani ile beraber G3'te çalmış ve G3 Live in Tokyo isimli albümde yer almıştır. Ayrıca Suspended Animation adında bir solo albümü de vardır. Mike Portnoy da defalarca Dünyanın en ünlü davul dergilerine kapak konusu olmuş , dünyanın en iyi bateristlerinden biridir. Rudees gruba katılmadan önce ünlü basçı Tony Levin, Petrucci, Rudess ve Portnoy Liquid Tension Experiment adı altında iki albüm çıkarmıştır. John Petrucci nin "Rock disipline" Mike portnoy'un "progressive drum concepts" John Myung'un "progressive bass concepts" isimli eğitim videoları vardır.

21 Mayıs 2010 Cuma

Megadeth

Bass gitarist David Ellefson, gitarist Kerry King ve davulcu Lee Rausch ile Megadeth’i kurdu. (1983) Bir kaç konsere çıktıktan sonra, Kerry King, Slayer’a geri döndü. Lee Rausch da gruptan ayrıldı ve yerini Gar Samuelson aldı. Kerry King ayrılınca da yerine Chris Poland geldi. Ve nihayet 1984’te Capitol Records’la anlaştılar. 1985’te ilk albümlerini çıkardılar; "Killing Is My Business... And Business Is Good!"1986 yılında ’’Peace Sells... But Who Is Buying?’’ albümünü çıkardılar. Daha profesyonelce hazırladıkları bu albüm bir öncekine nazaran daha derli toplu, daha organize, ve daha oturmuştu.Grubun davulcusu Samuelson ve gitaristi Poland gruptan çıktı. Yerlerini davulcu Chuck Behler ve gitarist Jeff Young aldı. (1987)

1988’de grup 3. albümü olan "So Far, So Good... So What?"ı piyasaya sürdü1991’de grup "Rusted Pieces" adlı ilk videosunu çıkardı. Daha sonra "Bill & Ted’s Bogus Journey"e soundtrack (film müzikleri) olmak üzere "Go To Hell" şarkısını hazırladılar.

1993’e gelindiğinde grup The ^^Last Action Hero^^ adlı film için Angry Again adlı şarkıyı yaptı. Ve 99 Ways To Die adlı şarkısını da "The Beavis and Butthead Experience" için soundtrack olarak yaptı.

1995 yılında daha önce çıkardıkları soundtrack şarkılarının bir nevi toplaması olan "Hidden Treasures"ı piyasaya sürdüler1997 de "Cryptic Writings"le döndüler piyasaya.Ve 1999... Megadeth için bir dönüm noktası olan "Risk" albümünü çıkardılar.
2001 yılına gelindiğinde grup yeni gitaristiyle yeni bir albüm çıkardı. (The World Needs A hero!) Artık müzikalitesi iyice düşmüş Megadeth’in eski halinden eser kalmamıştı. Bu albüm eski hayranlarının yüreğine azıcık da olsa su serpti çünkü rock müziğine daha yakındı. Yaptıkları hatalardan üzgün olduklarını belirten grubun kurucu ve baş üyesi Dave Mustaine; "Risk" albümü için özür diledi hayranlarından ve aynı sene Türkiye’ye gelip Türk hayranlarına tamamen mükemmel bir müzik ziyafeti çekti...

Diskografi
  • 2001
    The World Needs a Hero
  • 2000
    Capitol Punishment
  • 1999
    Risk
  • 1997
    Symphony of Destruction

    Cryptic Writings
  • 1995
    The Making of Youthanasia (Video)

    Hidden Treasures
  • 1994
    Youthanasia
  • 1992
    Countdown to Extinction

    Exposure Of A Dream (Video)
    Foreclosure Of A Dream
  • 1991
    Hangar 18

    Rusted Pieces
  • 1990
    Rust In Peace
  • 1998
    So Far, So Good, So What
  • 1986

    Peace Sells... But Who’s Buying?
  • 1985

    Killing Is My Business... And Business Is Good!

Redd - Her neyse Videosunu ekleyen: REDD - MySpace Video

Redd - Her neyse Videosunu ekleyen: REDD - MySpace Video

20 Mayıs 2010 Perşembe

Red Hot Chili Peppers

1983 yılında Los Angeles’ta kurulan Red Hot Chili Peppers, bir lise mezuniyetinde çalmak için bir günlüğüne bir araya gelen müzisyenler vokalist Anthony Kiedis, bas gitarist Michael Balzary (Flea), gitarist Hillel Slovak ve davulcu Jack Irons tarafından oluşturuldu. İlk isimleri ‘Tony Flow And the Miraculously Majestic Masters of Mayhem’ olan grup, aynı yılın sonunda EMI plak şirketiyle sözleşme imzaladı.

Kendi adlarını taşıyan ilk albümleri “Red Hot Chili Peppers”ı 1984 senesinde yayınlayan RHCP, bu albümle ve albüm sonrasında çıktıkları turla fazla başarılı olmadı. 1985’te 2. albümleri “Freaky Styley”ı piyasaya süren grup, bu albümle de beklediği başarıyı yakalayamadı. Fakat şarkıları, üniversite radyolarında sık sık çalınmaya başladı.
1987 tarihli “The Uplift Mofo Party Plan” adlı 3. albüm, ABD müzik listelerine alt sıralardan da olsa girmeyi başardı.1989’da yeni üyeleri gitarist John Frusciante ve davulcu Chad Smith ile birlikte o zamana dek en büyük ticari başarıları olan “Mother’s Milk” adlı albümü piyasaya çıkaran RHCP, Slovak’ın anısına yazdıkları “Knock Me Down” ile listelerde 50. sıraya ulaştı ve ilk hitlerini yayınlamış oldu.
1990 yılında Warner Bros şirketine geçen ve ABD’de 7 milyon satan 5. albüm “Blood Sugar Sex Magik” piyasaya çıktı.1995 yılında piyasaya sürülen “One Hot Minute” tüm Dünya’da 5 milyon kopya satarak, 4 numaradan girdiği Amerika listelerinde 55 hafta boyunca yerini korudu.

1999 tarihinde piyasaya sürülen “Californication”, büyük bir ticari başarı elde ederek, grubu yeni kuşaklara tanıttı. 2001 yılında stüdyoya dönen RHCP, 2002 yılında Amerika listelerine 2 numaradan giren ve gruba en büyük ticari başarılarını kazandıran “By The Way” adlı albümle müzik piyasasına geri döndü.2006 yılında, 9. stüdyo albümü “Stadium Arcadium” yayınlayan RHCP, bu albümde toplam 28 şarkıya yer vererek ilk kez bir double albüme imza atmış oldu.

19 Mayıs 2010 Çarşamba

Redd

1996 yılında bir cover grubu olarak kurulan ve çocukluk yıllarından beri Pink Floyd, U2 gibi isimlerden etkilenen Redd, kulüp ve bar performanslarıyla oldukça uzun bir tecrübe kazandıktan ve kendi kitlesini oluşturduktan sonra 2000 yılında kendi şarkılarını yazmaya başladı.

Vokalde Doğan Duru, elektrik / akustik gitarda Berke Hatipoğlu, elektrik / akustik gitar ve geri vokalde Güneş Duru, hammond / syth ve piano da İlke Hatipoğlu ve 2. albümde gruba dahil olan davul da Suat Ayyıldız`dan oluşan Redd, 2005 yılının Şubat ayında ilk stüdyo albümleri olan "50/50"yi Stardium etiketiyle piyasaya çıkardı.
Tüm söz ve müzikleri Redd tarafından yazılan 10 parçanın yer aldığı albümün prodüktörlüğünü de Redd gerçekleştirdi.
Albümün çıkış parçası "Mutlu Olmak İçin" gruba rock müzik dünyasında önemli bir yer açarken redd`in ismini de haftalarca müzik listelerine taşıdı. Modern dünyanın döngülerinde ve kent yaşamında sıkışmış insanın hikayelerini anlatan 50/50, Redd`in sonraki çalışmalarının sağlam bir temeli oldu.
İlk albümü ile oldukça geniş bir hayran kitlesi oluşturan Redd, kısa bir süre arayla Nisan 2006`da Pasaj Müzik etiketiyle 2. albümleri" Kirli Suyunda Parıltılar"ı yayınladı.

Judas Priest

1970’te KK Downing ve Ian Hill tarafından kurulan «Metal Gods» lakaplı İngiliz Heavy Metal grubu.Gruba gitarist Glenn Tipton’ın sonradan katılımıyla birlikte tarihte bir dönüm noktası yaşanmış ve çift gitarlı ilk Heavy Metal grubu kurulmuş oldu. NWOBHM’in temelini atan Judas Priest’in ilk vokalisti Al Atkins’tir. Fakat grup , resmi albüm kayıtlarına Rob Halford ( The Metal God ) ile başlamıştır. Grubun Al Atkins ile herhangi bir albümü yoktur.Gruba «Metal Gods» lakabını kazandıran olay ise 1980 yıllarında çıkan British Steel albümündeki «Metal Gods» parçasıdır.1974-1992 yılları arasında grubun vokalisti olarak görev yapan Rob Halford , Painkiller albümü sonrası artık farklı şeyler yapmak istediğini açıklayıp gruptan ayrılmıştır. Rob Halford, gruptan ayrıldıktan sonra solo grubu olan FIGHT’ı kurarak daha farklı bir müzik yapmıştır. Judas Priest’in tüm albümleri Altın Plak ödülü almıştır. Müzikal olarak birçok gruba öncülük eden Judas Priest , Heavy Metal’in en büyük grubu olarak birçok müzik türlerini de keşfetmiştir. Power Metal ve Speed Metal tarzları ilk kez Judas Priest albümlerinde hayat bulmuştur. ( Bkz: Ram It Down , Screaming For Vengeance )

1970’lerin doom , karanlık Black Sabbath tarzından tamamen ayrı olarak kendine özgü bir çizgiyle müzik dünyasına giren Judas Priest ilk albümünden yaptığı son albüme kadar Heavy Metal icra etmiş ve NWOBHM’in temel taşlarını yerine oturtmuştur. Bununla ilgili bir röportajında KK Downing şöyle diyor : «Sabbath is heavy but Priest is metal» …
Rob Halford ile 2004 Yılında başlayan Reunion konserleri tüm dünyada büyük yankı uyandırır ve ardından 2005 senesinde Angel Of Retribution albümü ile dünya sarsılmıştır. Rob Halford , Judas Priest ile birlikte 15 senenin ardından ilk kez albüm yapmıştır. Böylelikle Priest eski dünlerine tekrar dönmüş olur.

18 Mayıs 2010 Salı

Scorpions


Alman Hard Rock, Heavy Metal efsanesi Scorpions... Yaşayan en uzun ömürlü Rock gruplarından biri olan Scorpions'un temelleri 1965 yılında ritim gitarist Rudolf Schenker'in bir grup kurmak için girişimlere başlamasıyla atıldı. 1969 yılında Schenker'ın genç kardeşi Michael ve vokalist Klaus Meine'nin katılmasıyla Scorpions kurulmuş oldu. Bas gitarda Lothar Heimberg ve davulda da Wolfgang Dziony olmak üzere 1972 yılında "Lonesome Crow" adlı ilk albümlerini yayınladılar. Albümden sonra led gitarist Michael Schenker gruptan ayrıldı ve Scorpions dağılmıştı. Uli Roth'un "Dawn Road" adlı grubuna katılan Rudolf Schenker ve Klaus Meine bu grupta çalmaya başladılar ve grubun ismini Scorpions olarak değiştirme kararı aldılar. Çünkü Scorpions ismi "Lonesome Crow" albümüyle iyi bir başarı elde eederk Almanya'da grubun ün yapmasını sağlamıştı. 1974 yılında ikinci albüm "Fly to the Rainbow" piyasadaydı. İlk albümden çok daha fazla başarı yakalayan bu albümde "Speedy's Coming" en çok parlayan şarkı olurken grubun müzik tarzını da ortaya koyuyordu. "In Trance" (1976) albümüyle dev bir adım attılar ve bu albüm Alman yapımcı Dieter Dierks ile olan uzun çalışma döneminin başlangıcıydı. "Virgin Killer" (1977) albümü ise kapağıyla dikkat çeken bir albüm oldu. Kapak bazı ülkelerde yasak gördü ve farklı bir kapakla piyasaya sunuldu. "Pictured Life" ve "Catch Your Train" albümde en çok beğenilen parçalar olmuştu. "Taken by Force" (1978) albümünün sağladı başarı ile Japonya turnesine çıktılar ve 1979 yılında "Tokyo Tapes" adlı çift Cd'lik konser albümü piyasaya sürüldü. Albüm Japonya'da yayınlandıktan 6 ay sonra da Avrupa ve Amerika'da piyasaya sürüldü. Ancak bu süreçte Ulrich Roth gruptan ayrıldı. Önce UFO'nun gitaristi Paul Chapman gruba geçti ama daha sonra Matthias Jabs yeni gitarist oldu.
1999 yılında ise yeni albüm "Eye To Eye" ve 2000 yılında da "Moment of Glory" albümü yayınlanmıştı. Berlin Philharmonic Orkestrası ile yaptıkları "Moment Of Glory" albümü grubun oldukça iyi bir başarı yakalamasını sağladı. 1999 yılındaki "Eye To Eye" albümünde sert eleşirilerin odağı olan grup bu albümle yeniden kendini kanıtladı. Daha sonra yayınlanan "Acoustica" adlı Unplugged albümden sonra ise 2004 yılında grubun uzun süredir beklenen eski formuna kavuştuğu "Unbreakable" albümü piyasadaydı. 2006 yılı başında grup "Night in Vienna" adlı 14 konser parçası içeren bir DVD yayınlamıştır.

16 Mayıs 2010 Pazar

Feridun Düzağaç

Feridun Düzağaç, 10 Ekim 1968'de Adana'da doğdu. İlk kez Mersin'de bir grubun solisti olarak insanların karşısında şarkı söylemeye başladı.
1988’de aynı üniversitede "okuduğu" dört arkadaşıyla kendi müziklerini üretmek ve kendi şarkılarını yazmak için kurdukları TINI grubuyla "şarkı yazmanın kutsal yükünü" keşfetti ; ilk bestesi Özdemir Asaf’ın "Lavinia"sı özel radyoların ilk günleriydi ki Ferdi Tayfur’un "Emmoğlu"sunun ardından bir ulusal radyoda en çok istek alan ikinci şarkı oldu.
1990 yılında yine aynı üniversitedeki 13 amatör şair arkadaşıyla "ilk rüzgar" adını verdikleri antolojik formatlı şiir kitabında yazdıklarını yayınladı ve fırsatını bulup, iki yıl uzattıktan sonra 1992 yılında Çukurova Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İşletme bölümünden mezun oldu. 5 yıllık paylaşımının anısına kaydettikleri TINI demosu 1994 Kasımında "Öğrenci İndirimi" adıyla Ada Müzik’ten yayınladı.
1995 Ocak ayında Sevgi Güryay'la hayatını birleştirdi. Aynı yılın Aralık ayında babası Salih Mete Düzağaç'ı trafik teröründe yitirdi.
Askerde yazdığı şarkılarını topladığı "Beni Rahatta Dinleyin" albümünü 1997 Ocak ayında, İstanbul'da yazdığı şarkılardan oluşan ikinci solo albümünü "Köprüden Önce Son Çıkış" ile 1998 temmuzunda sevenleriyle buluştu.
1999'un 2 kasımında minik prensesi Tuya Naz'ına kavuştu. 2000 yılında yayınlanan "Bülent Ortaçgil'e Saygı" albümüne onun Sevgi şarkısıyla konuk oldu.
Tam 33 ay sonra yine tamamen kendi şarkılarından oluşan "© Tüm Hakları Yalnızlığıma Aittir" albümü 2001 Mayısında dinleyicisiyle buluştu.
2003 yılında ise "Orjinal Altyazılı" albümünü çıkarttı.
2004 ağustos ayında ara albüm olan "Uzun Uzun Feridun Düzağaç"'ı çıkarttı.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Theatre of Tragedy

90'lı yıllar gothic metal piyasası için çok verimli yıllardı. O yıllarda birçok grup kuruldu ve bu gruplar ilk albümlerini çıkardılar. Norveç çıkışlı Theatre Of Tragedy'de bunlardan biri...

Theatre Of Tragedy 1993 yılında kuruldu. İlk albümlerini 1995 yılında çıkardılar. Bu çalışma gothic metal piyasası için bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Bu albümde ve bütün albümlerinde en dikkat çekici özellikleri eski ingilizce kullanarak şarkı sözü yazmalardır. Buna bir de eski vokalistleri Liv Kristine Espanes'in sesi eklenince oratay harika bir müzik çıkmaktaydı. Onlar, daha sonraları onların izinden gidecek ve çok başarılı olacak bir çok gruba yol gösterici oldular.
İkinci albümleri “Velvet Darkness They Fear” 1996’da çıktı ve bu albümde bir kült olarak gothic metal tarihinde yerini aldı.
98’de üçüncü albüm “Aégis” piyasa çıktı. Bu albümde grup kendi sınırlarını da aştı ve bize ne kadar iyi bir grup olduklarını gösterdiler. Albüm, alışık olmadık elektronik, daha sessiz bir sound ve Raymond’la Liv’in ilk kez düeti yüzünden başlarda biraz değişik gelse de sonradan albüm başka bir kült oldu. Hatta grubun hayran kitlesi bu albüm sayesinde daha da arttı.
Grup 200 yılında şirket değiştirip bu şirketten “Musique” (2000) albümünü yayınladı. Bu albüm klasik Theatre of Tragedy tarzıyla “Aégis” albümünde denedikleri elektronik öğelerin harika bir karışımıydı. Bu albümden sonra geniş bir Avrupa Turnesine çıktılar.
Theatre of Tragedy 2002 “Assembly”yi yayınladı. Bu albümde yeni gitaristleri Vegard K. Thorsen ile çalıştılar. Bu albüm Theatre Of Tragedy'nin potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu gösterdi. Şu anda sahip oldukları sound geçmişten çok farklı fakat yine de kendilerini bize sevdirmeyi başardılar.
2003 yılında grupta büyük bir trajedi yaşandı ve grubun belki de yüzü Liv Kristine, diğer elemanların ona bir mail atmasıyla gruptan atıldığını öğrendi. Ama Theatre Of Tragedy hızını kesmedi ve 2004 yılında Nell Sigland'ı gruba kattılar.
Grup Nell'le beraber 2006 yılında Storm isimli albümünü yayınladı. Grup bu albümün ardından turnelerini sürdürmektedir.
Nell'in Liv kadar nitelikli bir sesi yok; fakat çok daha güçlü bir sesi var. Ayrıca Theatre Of Tragedy sound'una uyumlu bir sesi olduğunu da söyleyebiliriz.

Düş Sokağı Sakinleri

Grup 1993′te Murat Çelik ve Murat Yılmazyıldırım tarafından kuruldu.

MURAT ÇELİK

4 Mart 1965′te Bakırköy’de dünyaya geldi düşlerimizin tutsak kahramanı… Müzikal anlamda 1993 yılında Düş Sokağı Sakinleri grubunu Murat Yılmazyıldırım ile birlikte kurarak profosyenellige adım attı. Futbolcu olacaktım, sakatlanınca istanbul Üniversitesi Fen Fakültesine girdim. Hocalarımın saçını kes ısrarına dayanamayıp müzisyen oldum… 1965′ten beri yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı Düş Sokağı Sakinleriyle paylaşmaktayım. En güzel bestem kızım Zeynep Ada’dır; ben güzel olan her şeyi severim, çünkü Rabbimi bana hatırlatır !.. Murat Çelik Düş Sokağı Sakinleri Albümleri: Düş Sokağı 1993 – Eylül (Piccatura) Yaşadıkça 1997 – Şubat (EMI) Üç 1999 – Kasım (EMI)
MURAT YILMAZYILDIRIM

Düşsel bir dünyanın kapısından içeri girdiğimde 9.5.1964 tarihini gösteriyordu zaman. Ve dünya üzerindeki yolculuğum beni sevinçleri ve hüzünleri birbirine karışmış bu coğrafyada müzik denen sadık dostumla tanıştırdı. Beni çoğunuz Düş Sokağı Sakinleri’nden tanır. Kiminizde solo olarak yaptığım albümlerden. Sırasıyla şimdiye kadar çıkan albümler:
Düş Sokağı Sakinleri: Düş Sokağı 1993 – Eylül (Piccatura) Yaşadıkça 1997 – Şubat (EMI) – Üç 1999 – Kasım (EMI)

13 Mayıs 2010 Perşembe

Metallica

Hard rock ve metal müziğin efsane ismi Metallica, bu tarzların küçük ve şekilci bir dinleyici kitlesinin tekelinden çıkıp geniş topluluklara ulaşmasında büyük pay sahibi olmuştur.

Metallica’nın temelleri Lars Ulrich tarafından atılır. Ulrich, Los Angeles gazetesine ilan vererek birlikte müzik yapabilecek kişilerle görüşmek istediğini belirtir. İlk telefon, bir basımevinde çalışan 18 yaşlarında lise mezunu bir gençten, James Alan Hetfield’dan gelir. Sert sesi, farklı armonisi ve yeniliğe açık gitar virtiözitesiyle, grubun vokal ve gitaristliğini üstlenen Hetfield’ı, şu anda Megadeth’te çalan gitarist Dave Mustaine izler. Ve son olarak da siyahi bass gitarist Ron Me Govne gruba dahil olur.
Metallica’nın ilk albümü olan "Kill ’Em All" piyasaya sürüldüğünde takvimler Temmuz 1983’ü göstermektedir. Albüm 70 bin adet satılmıştır. Tam 1 yıl sonra çıkardıkları ikinci albüm "Right The Lightning"in satışı da 75 bin olmuştur.Ardından "Master of Puppets"ı çıkaran grup, ilk çalışmalarının üzerinden geçen üç yılın sonunda bu albümle kendini ispatlamayı başardı.  1988’de "... And Justice For All"u çıkaran grup, adaletsizlikten yakınmakta ve "Herkes İçin Adalet" sloganını haykırmaktadırBu albümü, 1996 yılında "Load" albümünün yayını izledi. Metalica’yı bir heavy metal grubu olarak gören ve böyle devam etmesini isteyen dinleyiciler tekrar hayal kırıklığına uğramışlardı. Bir çok grup geleneksel tarza geri dönerken Metallica’nın yeni şeyler denemesi farklı türler dinlemeye açık olan gençlerin ilgisi çekmiş, hatırı sayılır bir genç dinleyici topluluğu hayran kitlesine dahil olmuştur.

Load albümü, bu albümün devamı niteliği taşıyan, "Reload" albümü gibi 8 milyon adet satmayı başardı. "Reload", 1997 yılında yayınlanmıştı, albümün ana teması hız olmakla beraber, dinleyenlerini önce şeytanla dansa davet eden "Devil Dance", anı yaşamaya sevk eden "Carpe Diem Baby" ve ailesinden aldığı eğitimi uyuşturucu bir iğneye benzettiği "Fixxxer" Metalica’nın nereden nereye geldiğinin apaçık ifadesi oluyordu. Bu durum Metallica’nın geleneksel dinleyicilerinde "Acaba eski günlerdeki gibi parçalar yaparlar mı?" sorusunun cevabının bir kez daha hayal kırıklığına dönüşmesine neden olmuştur.

1998 yılında piyasaya sürülen "Garage Inc." albümü eski ve yeni cover çalışmalarından oluşan 27 parçadan meydana geliyordu.1999’a gelindiğinde, "S&M" piyasaya sürülür.
Aynı zamanda Metallica Haziran ayının sonunda Festival kapsamında ülkemize gelecek gruplardan biridir.

Epica

Grup The Phantom Agony albumunun ardindan yine super albumler Consign to Oblivion ve The Score`u cikardi. Albumlerindeki ba$ari yetenekli muzisyenler olmalarinin yani sira kulturlerinin izlerinde.Bir yan proje olarak ba$layan Epica aldigi guzel tepkilerle yoluna devam edior.Grup mezzo soprano Simone, gitarist Mark Jansen ile yeni bir alan acti.Epica soundu ne dersek kari$imiza oykulere metalin ve gotigin harmanlanmasi cikacaktir.Cosing to oblivion Epica`nin olgunla$ma cagidir,grubun herzaman istedigi ve sonunda kapasite ve firsatlari degerlendirerek gercekle$tirdikleri, begenilen bir cali$madir.Grubun liriklerle sorunu yok cunku oldukca surukleyici i$ler cikartabiliyorlar cunku, Epica zeki lirikler ve atmosferik soundlar yapan bir gruptur.
Albumlerindeki bircok parcada metalin ate$i evrensel ogeler ve rock ile kenetlenmi$tir.Simone parcalari ruhuyla soyler, sozleri ya$ar ve oykunun yerine gecer..Albumlerindeki tinsellik, gerginlik ve soundundaki yakicilik direk goze carpar.Ritimlerdeki, geci$lerdeki esneklikler,rifflerdeki keskinlik, klavyedeki birle$tiricilik,vokaldeki performans grubun kalitesinin gostergesidir.
Epica bildiginiz uzere (bilmeyenlerinizinde $imdi ogrendigi uzere Simone Simons,Mark Jansen, Ad Sluijter, Jeroen Simons, Coen Janssen ve Yves Huts`tan olu$uyor dejavu After Forever..)

Simone muzik hayatina 10 ya$inda ba$lami$.Flut, jazz/pop vokal egitimi sonrasinda 15`inde kendisine hediye edilen Nightwish cd ile hayati degi$mi$.Klasik vokal egitimi almi$ ve Epica ile yoluna devam ediyor.
Mark 15`inde muzige ba$lami$ daha sonra Sander ile After Forever`i kurmu$lar.
Ad 12`sinde gitarla muzige ba$lami$ 16`sinda Tremor adiyla bir grupta calmi$.Daha sonra After Forever`a misafir muzisyen olarak katilmi$ bir festival sirasinda.
Jeroen uzun sure Cassiopeia`da caldi.Konservatuarda gecirdigi 2,5 sene sonunda Epica`da..
Coen 8 ya$inda klasik piyano egitimiyle muzige ba$lami$.16`sinda koservatuar..Birkac grupta keyboard, davul,gitar ve bass calmi$, yolu After Foverver`dan gecmi$ e devami malum..
Yves 89 piyano,95 gitar ve 96 bass gitar..97 senesinde Belcika`da Axamenta festivalinde gitar ve keyboard calmi$.Birkac grupta calarak deneyim kazanmi$.$imdi ise tum vakti Epica`ya ait..

12 Mayıs 2010 Çarşamba

Demir Demirkan

Demir Demirkan, 12 Agustos 1972 yılında Adana'da doğdu. Üniversite yıllarından önce Ankara ve İzmir'de, daha sonra ise Bilkent Üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı bölümünde öğrenim gördü. Üniversite yıllarında Pentagram gurubuna gitarcı olarak katıldı.

Pentagtam gurubu ile "Trail Blazer" albümünü tamamladıktan sonra Los Angles, CA'ya taşınarak 1992 de Musicians Institute'da eğitime başladı. Paul Hanson, Scott Henderson, Frank Gambale gibi bir çok müzisyenle beraber çalıştı. Mezuniyetinden sonrada Los Angeles'da kalarak pop-jazz, afro, latin ve rock gibi birçok müzik tarzında kayıtlarda bulundu, gitar caldı ve müzik yazdı.
1996'da eve, İstanbul'a döndü. Dönüşünde Pentagram gurubu ile Anatolia albümünün kayıtlarını yaptı, ve Şebnem Ferah'ın "Kadın" albümünün prodüktörlüğünü üstlendi. Aynı yıl Sertab Erener'in "Sertab gibi" albümünün prodüksiyonunu gerçekleştirdi (1997). Prodüktörlük tarafı ağır bastığı için Pentagram gurubundan ayrıldı. 1999 yılında Şebnem Ferah, "Artık Kısa Cümleler Kuruyorum" ve Sertab Erener'in "Sertab" albümünü hazırladı. Ricky Martin ve Sertab Erener'in düet yapığı, prodüktörlüğünü Desmond Child'ın üstlendiği "Private Emotions" adlı şarkının kayıtlarında bulundu, bu versiyon orta dogu ülkelerinde yayınlandı.
1999 yılında Sony müzik Türkiye ile antlaşma imzaladı. İlk solo albümü mayıs 2000 yılında yayımlandı.
İki Tv filminde yardımcı roller aldı. 2000 yılının sonunda Sertab Erener in "Turuncu" albümü için tekrar stüdyoya girdi. 2002 yılının Mart ayında 2. solo albümü "Dünya Benim" i yayımladı.
Demir Demirkan 2002 ekim ayından itibaren Show TV'de yayınlanmaya başlayan 5'i Bir yerde adlı TV Dizisinin başrolünde yeraldı. Jenerik şarkısı ve müziklerini yazan Demirkan, Hayat Sensiz Olmuyor adlı şarkıya da diziden alınan görüntülerinde bulunduğu bir klip de çekti.
2003 yılının Eurovision şarkı yarışmasında Türkiye'ye birincilik getiren "Every Way That I can" adlı şarkıyı besteledi ve sözlerini yazdı.

11 Mayıs 2010 Salı

Şebnem Ferah

12 Nisan 1972 yilinda Yalova'da dogdu. Kirmizi elbiseler giyerek mahallede sarkilar söyleyen Sebnem Ferah'in müzige olan ilgisi küçük yaslarda baslamis. Sebnem'in müzikle tanismasinda ailesinin çok büyük rolü olmus. Ilk okulda enstrüman ve solfej dersleri almaya baslamis. Sebnem'in ailesinde hemen hemen herkes müzikle içiçe ve evin her kösesinde enstrüman oldugu için müzik konusunda bilgili ve hazir olarak atilmis piyasaya.

1994 yilinda "Volvox" grubunun dagilmasi sonucu Sebnem Ferah bireysel çalismalarina baslamis. Rahmetli sanatçimiz Onno Tunç ve Sezen Aksu'nun kesfi sonucu Underground ortamdan daha Ferah bir ortama kavusmus.

Daha sonra "15 Kasim 1996 Cumartesi" günü "KADIN" adli ilk solo albümünü çikardi. Ilk videosunu "Vazgeçtim Dünyadan" adli parçasina çeken Sebnem, Rock müzik piyasasini yeni bir döneme soktu. Çikisiyla büyük bir sansasyon yaratti. Gerek kaset satislari gerekse video klibiyle uzun süre listelerde bir numara olarak boy gösterdi. Daha sonralari "Yagmurlar", "Bu Ask Fazla Sana" ve "Firtina" adli sarkilarina klip çekti. Ilk konserini "04 Nisan 1997" de "Izmir Ege Üniversitesi" nde verdi ve büyük bir kalabaliga yaklasik 6000 kisiye unutulmayacak dakikalar yasatti. Izmir'deki konserin ardindan Türkiye'nin çesitli yerlerinde konserlerine devam etti ve bu konserlerin yani sira düzenli bar programlari da yapti.
30 Haziran 1999 Çarsamba" yi gösterdigi zaman "Artik Kisa Cümleler Kuruyorum" adli ikinci albümünü yine sansasyonlu bir sekilde bizlere sundu. Ilk albümünde oldugu gibi ikinci albümünde de Iskender Paydas ve Pentagram ekibiyle çalisan Sebnem yine herkesi üzerine yogunlastirdi. Çok samimi sözlerin üzerine sarilmis etkileyici melodiler yine hafizamiza kazinacak ve aklimizdan asla silinmeyeceklerdi. Albümün ikinci videosu "Artik Kisa Cümleler Kuruyorum" sarkisina geldi, klibin yönetmenligini Hakan Yonat yapti. Ikinci albümün ardindan yine araya uzun bir stüdyo dönemi girdi.

1999 yilinda meydana gelen 17 Agustos depreminde Babasi Ali Ferah`i yitirdi. Acilarini hafifletmek ve yeni sarkilar üretmek için müzige daha da siki sarilmayi tercih etti. Böylece "03 Ekim 2001" tarihinde "Perdeler" adli üçüncü albümü yayinlandi ve yine büyük begeni topladi.
Iki yil aradan sonra, tarih "12 Mayis 2003 Pazartesi" yi gösterdiginde, yeni albümünün ilk videosu "Ben Sarkimi Söylerken" müzik kanallarinda dönmeye basladi. "15 Mayis 2003 Persembe Günü" "Kelimeler Yetse" adli muhtesem bir albümle Sebnem tekrar aramiza dönmüs oldu.
Sessiz sedasiz geçen bir yilin ardindan, “5 Temmuz 2005 Sali günü” bu defa Tarkan Gözübüyük prodüktörlügünde 5. albümü “Can Kiriklari”ni yayinlayarak yeniden piyasaya damgasini vuran Sebnem Ferah, ilk klibini de albümle ayni ismi tasiyan sarkisi “Can Kiriklari”na çekti. Ve en son Benim Adım Orman albumuyle karşımıza çıktı.

Teoman


Teoman Yakupoğlu, 1967 doğumlu rock müzik sanatçısı. Türk rock müziğinin en başarılı bestecilerinden ve söz yazarlarından biri olarak kabul edilen müzisyen, ilk albümü "Teoman"ın piyasaya çıkmasından itibaren sürekli olarak yükselen bir başarı grafiği çizdi. Sinemaya duyduğu ilgi ise onu yapımcılığa ve senaristliğe itti.
Teoman, 20 Kasım 1967’de Giresun’da doğdu. Avukat olan babası, sanatçı 2.5 yaşındayken öldü. Liseyi Kültür Koleji’nde okuduktan sonra lisans öğrenimi için Boğaziçi Üniversitesi Sosyoloji Bölümü’nde kaydoldu ve bu bölümü bitirdi. Masterını ise İstanbul Üniversitesi’nde Kadın Araştırmaları üzerine yaptı. Tez konusu ise “Çizgi Romanlarda Kadının Rolü” oldu.
Sanatçı, müzik kariyerine 1986 yılında kurduğu Mirage adlı grupta vokal yaparak başladı. Grup dağıldıktan sonra ise Mavi Sakal, Indians, Black Rose gibi gruplarla çalıştı, daha sonra da solo çalışmalarına başladı. 1996’da Roxy Müzik Yarışması’nda “Ne Ekmek Ne de Su” şarkısı en iyi beste ödülünü, “Yollar” şarkısı ise en iyi söz ödülünü aldı. Teoman’ın ilk albümü de aynı yıl çıktı.
1996 tarihli bu ilk albümün adı “Teoman” idi. Daha sonra “o”, “17”, “Gönülçelen”, “Teoman 2003”, “En Güzel Hikayem” ve “Renkli Rüyalar Oteli” ve remiks albümleri geldi. “O” şarkısının video klibi, 1998’de Cumhuriyet Gazetesi tarafından yılın en iyi klibi seçildi. 2000’de ise Altın Kelebek En İyi Pop Sanatçısı ödülünün sahibi oldu.
Teoman, aynı zamanda "Mumya Firarda" (2002), "Banka" (2002), "Romantik" (2002), "Balans ve Manevra" (2004) filmlerinde rol aldı. Bunun yanı sıra "Balans ve Manevra"nın senaryosunu yazdı, film müziklerini yaptı ve yapımcılığını üstlendi. "Romantik" filminin müzikleri de kendisine ait.

Hayko Cepkin

Hayko Cepkin, (doğum 11 Mart - 1978, İstanbul) Ermeni asıllı Türk vatandaşı piyanist, müzisyen.

Liseden sonra 2 yıl mimar sinan üniversitesi'nde şan eğitimi aldı. 2 sene timur selçuk çağdaş müzik merkezi'nde şan, solfej ve armoni dersleri aldı. 1 sene akademi istanbul'da piyano eğitimi gördükten sonra profesyonel müzik yaşantısına 1997 yılında klavyeci olarak başladı.
Sırasıyla öztürk, Ogün Sanlısoy, Aylin Aslım, Koray Candemir ve Demir Demirkan gibi isimlerle sahneyi paylaştı. Çalıştığı isimlerin bazılarının albümlerinde de düzenlemeci kimliğiyle yer aldı. En son Murathan Mungan'ın söz vermiş şarkılar adlı albümünde aylin aslım'ın seslendirdiği "kimdi giden" adlı bir yeni türkü bestesi olan parçayı düzenledi. Bu sırada evinin odasında kaydettiği bestelerini hayata geçirme kararı aldı. 2005 yılı içinde "Sakin olmam lazım" adlı albümü ile alternatif müzik piyasasında yerini aldı.
Daha sonra 2OO7 de tanışma biti albümüyle sevenleriyle buluştu.Müziğe daha sert devam eden Hayko(kendi tabiriyle)türü bozuk tarzıyla açık olduğuna inandığımız yoluna devam ediyor.Bu albümü korku-gerilim temasıyla oluşturan Hayko'nun yeni albümünde 5taneintro,10tane parça+bonus
bulunuyor.Profesyonelstüdyo kaydıyla yaptığı albümünün promosyon dönemi devam etmekte...
Sanatçı, verdiği konserlerin yanı sıra bazı festival ve organizasyonlarda da görev almıştır. 2006 ve 2007 yıllarında Rock'n Coke ve 2007 yılında Rock Müzikaller bunlardan başlıcalarıdır. Araf filminin müziklerini bestelemiştir, ayrıca Sakin Olmam Lazım albümünde yer alan Son Kez şarkısı filmde kullanılmıştır. Aynı zamanda Çocuk adında, 2008 yılında çekilen fantastik dram filminde İsfandiyar karakterini canlandırmıştır.
Hayko Cepkin'in grubu gitarda Umut Töre,
bas gitarda Poyraz Kılıç ve
davulda Murat Cem Ergül'den oluşmaktadır

10 Mayıs 2010 Pazartesi

Duman

Doksanlı yılların başında müzik yaşantısına başlayan grup elemanlarından vokalist Kaan Tangöze öğrenim görmek amacı ile gittiği Seattle'da müzik yaşamına devam etti ve Türkiye'de çıkarmak istediği albüm için parçalar hazırladı.Türkiye'deki grubu Mad Madame "(Kaan Tangöze, Ari Barokas ve Yakup Trana)" ile Seattle ve Los Angeles'da yayınlanan toplama albümlerde yer aldı. Türkiye'ye döndüğünde Blue Blues Band'ile beraber çalışan Batuhan Mutlugil'i de Ari Barokas ile beraber çaldıkları Mad Madame grubuna dahil ederek şimdiki grupları olan gurupları Duman'ı 1999 yılının ilk çeyreğinde kurdular.Ancak Yakup Trana bu gruba dahil olmadı.
Vokal ve gitarda Kaan Tangöze, gitar ve geri vokalde Batuhan Mutlugil, bas gitar ve geri vokalde Ari Barokas, bateride ilk başta Alen Konakoğlu'dan ama daha sonra Cengiz Baysal'dan oluşan Duman, 1. albüm hazırlığını tamamladı ve albümünü çıkartmak için yola koyuldu.Ancak daha grubun isimlerini koymamışlardı. Daha sonra Halimiz Duman isimli şarkısından yola çıkarak grubun adını Duman koydular.
Duman 1999'da çıkan "Eski Köprünün Altında" isimli albümleri ile ilk çıkışını yaptı ve kendilerince "kemik kitle" dedikleri hayran topluluğunu oluşturdu. Büyük çıkış yaptığı albümü "Belki Alışman Lazım" albümünde ise Duman artık Türkiye'de en popüler rock grupları listesine girmeyi başarmıştı. Asıl Duman 2002'de doğmuştu.
2006 yılında Kaan Tangöze'nin eski grup arkadaşı ve Ari Barokas'ın kuzeni Yakup Trana ile bir single/albüm yayınladılar. Bu albüm 2 tane single’dan oluşuyordu ve klip "Karanlıkta" şarkısına çekildi.
11 Aralık 2007 tarihinde En Güzel Günüm Gecem 1999-2006 adlı albümünü çıkardı. Duman severlerini tatmin etmenin en kolay yolu buydu. 2008 yılında çıkması beklenen yeni stüdyo albümlerinin 2009 yılına sarkması hayranları arasında büyük üzüntü yaratmıştı. Duman 2008'in Eylül ayında Antalya'da vermiş oldukları konserde yeni albümde yer alan iki parçayı seslendirmiş ve büyük beğeni toplamıştı. Hayranların yeni albüm beklentisini NR1 Müzik 2 Eylül 2006’da ki verdiği Rock’N Coke konserinin DVD'sini yayınlayarak bastırmaya çalışmıştır.Ayrıca Duman 3 Nisan'da resmi internet sitesini değiştirmiştir.
Duman 18 Mart 2009 tarihinde çıkardığı Duman I ve Duman II albümünden ilk klibini Dibine Kadar şarkısına Kemerburgaz'da bulunun taş ocaklarında hayranlarıyla birlikte çekmiştir.

Within Temptation

Within Temptation 1996 yılında kuruldu.İlk albümleri "Enter" nisan 1997 yılında yayınlandı ve kısa bir süre sonra Dynamo festivalinde çaldılar (1997). Grup 1998 yılında Dynamo`da ana sahnede performanslarını gösterdikten sonra "The Dance" adlı EP`lerini yayınladılar. Enter`dan sonra grup çalışmak için bir süre boş zaman buldu kendisin 1999 Yılında W.T. üyeleri işlerini biraz yavaştan almaya karar verdiler.
2000 yılı onların büyük değişiklikleri yaptıkları yıldır. Grup Hollanda, Belçika gibi Benelux ülkelerindeki en büyük festivallere davet edildi ve Aralık ayında "Mother Earth" albümleri yayınlandı. Pek çok Hollanda müzik dergisi bu albümü ayın albümü olarak seçti. Değişik müzik listelerinde en üstlere kadar çıktı ve sevenlerinin sayısı hızla arttı.

2001 yılında W.T. Hollanda içinde ve dışında pek çok turneye katıldı
Grup 2004 yılında "The Silent Force" isimli albümlerini çıkardı ve bir çok ülkede Platinium plaklar aldılar. Albüm satışları 1,000,000`u buldu. Albümden 3 adet single çıktı: Stand My Ground, Memories ve Angels.

2006`da Sharon Den Adel`in hamileliği nedeniyle kısa bir ara vermek durumunda kalan grup bu süre zarfında yeni albüm çalışmalarına başladı.
2007`de "What Have You Done" isimli Keith Caputo düetiyle grup yeni albümlerinin müjdesini verdi. "The Heart of Everything" albümü 10 Mart`ta piyasaya sürüldü.
Bu albümden çıkan son single "Frozen"ın satışlarından elden edilen gelirin çocukları korumak için kurulmuş bir kuruma bağışlanacağı açıklandı.

Anathema

Önceleri Pagan Angel adıyla kurulan grubun ilk kadrosu Darren White (vokal),Daniel ve Vincent Cavanagh (Gitar), Jamie Cavanagh (bas gitar) ve John Douglas`tan (Bateri) oluşmaktaydı.Grup fikri bir gün beraber evde otururlarken Danny tarafından ortaya atıldı.1990 yılında kendi imkanları ile "An İliad Of Woes" adlı demoyu kaydettiler.Bu sıralarda grup adını "Anathema" olarak değiştirdi ve dinleyicisi kitlesini az da olsa genişletti.Fakat asıl hayran kitlelerini Paradise Lost ve Bolt Thrower gibi gruplara alt grup olarak çıkmalarıyla kazandılar.1991 yılında All The Faith Is Lost adlı ikinci demolarını yayınladılar. Daha sonra Jamie gruptan ayrıldı ve yerine grubun ileriki dönemlerinde başarılar kazanmasında büyü payı olacak Duncan Patterson geldi.Daha sonra grup 1992 yılında Peaceville Records ile sözleşme imzaladı.

Grup 1992 yılında kendi prodüktörlüklerini yaptıkları "Serenades" albümün kaydetti.Daha sonra Cannibal Corpse`un alt grubu olarak İngiltere`yi turladılar ve dönüşte,1993 Şubat`ında albümü yayınladılar.Serenades albümü Anathema için büyük dönüm noktalarından birisidir.Albüm rahatlıkla Doom Metal tarihinin en iyi albümlerinden birisi(Kimilerine göre de en iyisi) olarak gösterilebilir.Metal Hammer Serenades albümünü "Ayın Albümü" olarak seçmiştir.Grup 1993 ilkbaharında turneye çıktı ve yurtdışındaki ilk konserlerini vermeye başladı.Daha sonra 1994 yılında Cradle Of Filth ve At The Gates ile Almanya turnesine çıktı.
2006 yılında grup yeni albüme koymayı planladıkları 2 şarkıyı yayınladı.Everything ve A Simple Mistake isimli şarkılar Anathema`nın yeni yüzünü doğrular nitelikte.Henüz bir plak şirketi ile anlaşması bulunmayan Anathema`nın çıkaracağı yeni albümün adı şu an için "Angels Walk Among Us" şeklinde düşünülmekte.

Grup geçtiğimiz günlerde İstanbul'da bir konserle hayranlarıyla buluştu.

Grup üyeleri
* Vincent Cavanagh: Vokal, Elektro
* Daniel Cavanagh: Elektro, Vokals, Keyboard
* Jamie Cavanagh: Bass
* Les Smith: Keyboard
* John Douglas: Bateri
Grubun eski üyeleri
* Darren White - Vokal (1990-1995)
* Duncan Patterson - Bass, Keyboard (1990-1998)
* Shaun Steels - Bateri (1997-1998)
* Martin Powell - Keyboard (1998-2000)
* Dave Pybus - Bass (1998-2001)

Lamb Of God

94′ten beri çeşitli isimlerle piyasada bulunan (Burn The Priest en ünlüleridir bu isimlerin) Richmond, Virginia’lı 5′li, Lamb Of God adında ilk defa 1999 yılı sonbaharında bir araya geldiler. Chris ve Willie kardeşler ise 88′den beri birlikte müzik piyasasındalar.

2000′in başlarında Prosthetic Records ile anlaşan Lamb Of God, hemen ardından ilk albümleri olan ve bir başlangıç albümü için oldukça iyi eleştiriler alan “New American Gospel”‘i çıkarttı.
Albüm metal piyasasının ileri gelen yazarları tarafından “death metal’de devrim” olarak nitelendirildi ve ardından gelen 2 senelik uzun bir turla desteklendi.
2002 Temmuz’unun sonunda ise, merakla beklenen 2. albümünün yazım aşamasını tamamlamak için tüm konserlerini durduran Lamb Of God, albümün parçalarını Aralık ortasında tamamladı ve 6 Mayıs 2003, “As The Palaces Burn” adlı albümün çıkış tarihi olarak belirlendi.
“New American Gospel” yayınlandıktan sonra Lamb Of God, aylarca biletlerin tamamı satılan konserlerde boy gösterdi.
“As The Palaces” Burn albümünün ilk incelemelerinde albümden bir başyapıt, dönüm noktası olarak bahsedildi ve albüm diğer albümler için bir çıta olarak gösterildi.
Lamb Of God geçtiğimiz Ağustos ayında beklenen “Sacrament” albümünü piyasa çıkardı…

Önümüzdeki günlerde Türkiye'de ki sevenleriyle buluşmayı bekleyen bir diğer grup ise Lamb Of God..  Grup 17 mayıs 2010 tarihinde Maçka Küçükçiftlik Parkta vericeği konserle buradaki görevini tamamlayacak.http://www.biletix.com/event.htm?id=LLLAM

Slayer

The Cranberries, 90`larda altın çağını yaşamış, İrlandalı rock müzik grubudur. Grubun üyeleri, 2003 yılında, resmen dağılmasa da birbirinden ayrılmıştır.

Grubun vokalisti olan Dolores O`Riordan`ın güçlü sesi sayesinde İngiltere`de başarı yakalayabilmişlerdir.1993`de The Cranberries Linger`ın Amerika ve İngiltere`deki başarısından sonra dünyaca ünlü bir grup haline geldiler. Aynı yıl Everybody Else Is Doing It, So Why Can`t We? albümünü çıkarttılar. 1994`de yaptıkları No Need to Argue albümü milyonlarca kopya sattı. 1996`da çıkarttıkları To the Faithful Departed albümünde kullandıkları yeni stil diğerleri kadar rağbet görmemiştir. 1999`da Bury the Hatchet albümünü oluşturdular.

2001`de yaptıkları Wake Up and Smell the Coffee albümü "Sihir geri döndü" gibi yorumlara vesile olmuş ve Amerika listelerinde 46. sıraya yükselmiştir.2004 yılında, grup üyeleri, kariyerlerine kişisel olarak devam edeceklerini açıkladılar ve sonraki albümü askıya aldılar. Yıllarca düzenledikleri turlar ve promosyonlar sayesinde 38 milyondan fazla albüm sattıktan ve dünya çapında yüzbinlerce hayranlarıyla buluştuktan sonra grup artık bir ara vermenin doğru olacağına karar verdi.

Grup önümüzdeki günlerde Türkiye'de bir konser vermeye hazırlanıyor.22 Temmuz 2010 tarihinde Maçka Küçükçiftlik Parkta sevenleriyle buluşucak grubun biletleri biletixten satışa sunuldu.
http://www.biletix.com/event.htm?id=LLUNA

Albümleri:
Stüdyo albümleri
* Everybody Else Is Doing It, So Why Can`t We? (Nisan 1993)
* No Need to Argue (Eylül 1994)
* To the Faithful Departed (Nisan 1996)
* Bury the Hatchet (Nisan 1999)
* Wake Up and Smell the Coffee (Ekim 2001)
Toplama albümleri
* Bury the Hatchet - The Complete Sessions (2000)
* Stars - The Best of 1992 - 2002 (Eylül 2002)
* Treasure Box - The Complete Sessions 1992-1999
Canlı performans albümleri
* Live in paris (2000)
* Doors And Windows (1995)
* In Concert at the BBC (1994)
* In Concert: New Rock #94-44, disc 2 of 2 (1994)

9 Mayıs 2010 Pazar

Anadolu Rock

İkinci Dünya Savaşı yıllaryıllarında dünyaya gelmiş '68 kuşağı müzisyenleri, 60'lı ve 70'li yıllarda en ünlüleri İngiltere ve Amerika'dan çıkmak üzere müzik piyasasını kasıp kavururken, Türkiye de gelişen bu akımlardan nasibini alıyordu. Yurtdışında ilk dönemlerde Beatles, daha sonraları Rolling Stones, Led Zeppelin, Yes, King Crimson, Pink Floyd ve bu listenin uzayıp gidebileceği daha bir dolu grup bu kuşağın grupları olarak dünyaca üne sahipti. Bu grupların patlamasının yaşandığı '67-'68 yıllarında, Türkiye'de de başta Erkin Koray, Cem Karaca, Barış Manço ve Moğollar olmak üzere birçok grup ve müzisyen kendilerini yurt çapında üne kavuşturacak ilk 45'liklerini çıkarmışlardı ve Moğollar'ın ilk dönem klavyecisi Murat Ses'in öncülük ettiği bir akım olan Anadolu Pop’un temelleri de yine aynı senelerde böylece atılmış oluyordu.

Bu müzisyenler yurtdışındaki akımları oldukça yakından takip ediyorlardı ve farkında oldukları bir şey vardı ki bu da kendi ülkelerinin müziğinin aslında çok köklü bir geçmişe sahip olduğu ve de en önemlisi altmışlı yılların ikinci yarısında temelleri Amerika Birleşik Devletleri'nde atılmış olan psychedelic rock akımının aslında kendi ülkelerinin müziğinin özünde bulunduğuydu. Batının '68 kuşağı hippileri de doğu mistisizmine bol miktarda meraklıydı ve bu konuda bolca araştırma yapıyorlardı. Türkiye'de yaşayan müzisyenler ise zaten bu olayın içinde doğup büyümüş oldukları için bu onlar için çok büyük bir avantajdı ve bunu çok iyi değerlendirmesini bilip hem batıdaki dünyayı sallamış grupların çalışmalarından, hem de kendi ülkelerinin yerel müziğinden yararlanarak çok sağlam doğu batı sentezleri ortaya çıkarmasını bildiler.
Anadolu Rock'un Anadolu'daki Temsilcileri
* Cem Karaca
* Erkin Koray
* Barış Manço
* Ersen
* Moğollar
* Üç Hürel
* Ayna
* Kıraç

Experimental Rock

Experimental rock, her ne kadar tanımlama açısından mantıklı bir terim olsada en az drone rock kadar yapay bir müzik türü gibi geliyor aslında kulağa, evet; deneysel olan her müzikte olduğu gibi basit olarak giriş, nakarat ve sonuç bölümleri ile trafiklendirilmemiş bir rock türü experimental rock.

ancak hal böyle olunca, karşımıza kolay kolay bir kümede toplanabilecek tarzlar çıkmıyor çoğunlukla, mesela can'i de, sonic youth'u da bu kategori içine koyabiliriz, faust'u da, tool'u da ... ... buradan yola çıkarak ana fikir olarak bir yargı koyarsak ortaya; arı olmayan ve kategorize edilemeyen her şekil rock müziğe experimental rock'dır diyebiliriz. fakat yine de deneysel rock müziğin en önemli özelliği, şarkıların trafiği ile alakadar aslında ... örnekler; john cale, brian eno, tortoise, trans Ne Oldu Ne Oldu Ne Oldu boredoms, slint, mogwai, godspeed you black emperor, mr bungle, flying saucer attack, do make say think, rachels.

Akustik Rock

Akustik rock, basit şekilde, sesini anfilerden almayan enstrümanlarla yapılan bir rock müzik türüdür. Genel olarak akustik gitar, bateri ve vokalden ibarettir. Etkisini doğallığından, basitliğinden ve kişiselliğinden almasına rağmen diğer akustik müzik türlerinden farklıdır. Çünkü genelde daha tempolu ve güçlü bir müzik türüdür. Örneğin bir Country baladının yavaş, nazik ve duygusal etkilerinden daha sıyrılmış görünür. Bir çok insan bu terimi duyduğunda, 1960 ve 1970'lerin şarkıcı ve söz yazarı şeklinde kurulan gruplarını hatırlar. Bununla birlikte folk (halk) müzik ve pop müzik de çağrışım uyandırabilmektedir

Gothic Rock

Gothic rock, 1970'lerin sonlarında ortaya çıkmış bir rock türüdür. Kısaca goth rock olarak da adlandırılır.
Gothic rock'ta çoğu rock türünde olduğu gibi elektro gitar, bass gitar, bateri, solo gitar kullanılır; ama diğer rock türlerinden kendisini ayıran özelliği ise ek olarak drum machine ve synthesizer enstrümanlarının kullanılmasıdır.
Bu türün gruplarının %90'ı kadın vokalist kullanır.
Bazı gothic rock grupları;
* Bauhaus (Grup)
* The Cure
* Fields of the Nephilim
* The Sisters of Mercy
* Siouxsie & the Banshees

Progressive Rock

Progressive Rock müzikteki en gizemli türlerden biridir. Anlayanı azdır. Doğal olarak da az sevilir. Ancak sevenleri de bir ömür boyu vazgeçemez ondan.

Öyleyse nedir bu PR (Progressive Rock)?
PR birçok farklı müzik türünün harmanlanıp bir araya gelmesinden ortaya çıkmıştır. Rockla birlikte caz, folk ve klasik müziğin karışımıyla ortaya çıkmıştır. Bir diğer karakteristik özellik de deneyselliktir. Bir grup yada sanatçı bir konuyu, bir kişiliği veya bir olayı ele alıp onu kendi müziği doğrultusunda dinleyenlerine sunar. Bunun sonucunda da her grubun yaptığı müzik kendi ismiyle anılıp, diğerlerinden farklı bir konumda olur. Yani müziği dinlediğinizde "bu X grubun soundu" diyebilirsiniz

Industrial (Endüstriyel) Rock...

Industrial recordstan gelir adi.Throbbing gristle, Einstürzende Neubauten,Coil,Laibach,Merzbow..vs. diye gider .. En güzelini fear factory replica`nın girişinde söylemiş zaten: `there is no love`... endüstriyel müziğin derdi kısaca bununla özetlenebilir, sevgisiz, insanların birbirinden kopuk, ben-merkezcil hayatlar sürdüğü şehir ortamında varolmaya çalışan çocukların müziği. bu durumda öfke ve isyan çok şaşırtıcı olmasa gerek... Ministry`i bu türü icad etmekle itham ederler. Hatta bazıları Nine Inch Nails`e bilen Industrial Rock der. Ben ise onlarla tartışmam, kafama iş makineleri gibi inen ritmleri, kulağımda fabrika uğultusu gibi cızırdayan gitarları dinler, "haklısın " derim.Makinalaşan insanın makinalaşmama çabası gibi bir şey, ayrıca illa müzikte dijitallik olacaksa böyle olsun.

Indie Rock

Indie rock, kendi deneysel müziklerini yapıp, herhangi bir plak şirketinin himayesine girmeden kendi yöntemleriyle müziğini dağıtan rock müzik gruplarının tarzına verilen isimdir. Indie kelimesi independent kelimesinin kısaltılmış halidir. İndependent kelimesi ise özgür ya da bağımsız anlamına gelmektedir.
Belli başlı Indie rock grupları

The Kooks
Oasis
Arctic Monkeys
Muse
Sonic Youth
Kaiser Chiefs
Franz Ferdinand
The Strokes
Klaxons
The Libertines
Placebo
The Killers
The White Stripes

Hard Rock

Hard rock, kökenleri 1960 başları garaj rock'ı ve psychedelic rock'a dayanan bir rock and roll tarzıdır.

Elekro gitar, bas gitar ve davulların sert şekilde kullanılması tipik özelliğidir. Hard rock terimi, genellikle punk rock, grunge, alternatif metal ve heavy metal gibi pop rock radyo müziklerinden daha sert olan rock tarzlarını tek bir çatı altında toplayan ana kategorilerdendir.
Ayrıca Blues Rock'tan türemiş bir müzik türüdür.

Rock Müziğin Türkiye'de 80'den Günümüze Gelişimi...

1986 da kurulan Pentagram grubu Türkiye’de ilk heavy metal grubu olarak devrim yapmıştır. İlk çıkan rock grupları gibi bunlarda ingilizce şarkı yaparak yurt dışına çalışmaktaydılar ancak yıllar sonra 1996 sonlarında ilk Türkçe heavy metal albümlerini çıkartarak büyük bir ilgi görmüşler ve Türkçe şarkılara ağırlık vermişlerdir. Pentagramdan önce Türkçe Heavy Metal yapanlarda olmuştur ancak diğerleri bu kadar çok ilgi görmemişlerdir. Günümüzde Avrupada adı bilinmektedir. Bu dönemde blues ve county tarzında Erkan Oğur, Batu Mutlugil, daha sonraları ortaya çıkan Yavuz Çetin, Moğollar’ın gitaristi Cahit Berkay gibi isimlerde öncüler olmuşlardır. Bu tarzın günümüze yansımış ve popüler kılmış isimleri Replikas, Duman, Yavuz Çetin bazı isimlerdir. Özellikle de Duman ve Replikas müzikde doğu harmanı kullanarak günümüzde başarılı gruplardır.

Türkiye’de rock müzik 80′lerde gelişen sesini 90′lı yıllarda daha gür çıkartan ancak kendisi 2000′li yıllarda bulan ve gelişme gösteren bir müzik türü olmuştur. 90 ların başında elektronik tarzın çıkmasıyla beraber alternatif rock gibi türler çıkmıştır. Çilekeş ve Manga gibi isimleri Türkiye de numetalin öncüleri olarak adlandırabiliriz.
90′lı yıllarda patlama gösteren pop tarzını 93 yılında albüm çıkartan Kargo grubu Türk Rock müziği yeniden harekete geçiren isimdir. Yaptıkları albümle birlikte pop tarzı listelerde ilk sıraları almayı başaran grup piyasayı hareketlendirmiş ve Türk Rock daha ön planda kalmıştır. Ayrıca bu dönemde çıkan Cemali gurubu Yuhyuh adlı parçasıyla Rtük engeline takılsalarda o dönem hareketlendirme getirmiş ve Türkçe Rock ile Türkçe sözlerle Amerikada başarı kazanmışlardır. Bunların ortak özelliği alternatif yani elektronik müzik alt yapısıyla daha geniş kitlelere hitap etmeleridir. Yine bu dönemde Cem Karaca’yı takip eden ve kendi sesini bizlere duyuran Haluk Levent’tir. Haluk Levent parçalarında Türkçe rock içine anadolu ezgileri katıp Anadolu Rock ile kendisini duyurmuştur.
Teoman, Şebnem Ferah ve Kargo gibi başlıca isimler bu müzik türünü alıp götürmüşlerdir. 1996’da çıkan Şebnem Ferah’ın “Kadın” isimli albümü ile Aylin Aslım başlıcalarıdır. Yıllarca siyaset vede iğneleme amacı güden vede arada aşkı dile getiren şarkı sözleri birden umutsuzluğu, yaşamdan kopmuşluğu dile getiren sözler haline gelmiştir. Gelişen ve güçlenen piyasa ile Athena, Duman, Mor ve Ötesi ve Manga gibi başlıca gruplarda önceden var olsalarda kendilerini bu dönemlerde ifade ederek popülerleşmişlerdir. Athena grubu ilk 1987 yılında bir metal grubu olarak ortaya çıkmış ve 1993’te sert bir albüm yayınlamıştır. Ancak kendisini futbolun geliştiği yıllarda Holigan adlı albümüyle daha popüler bir tarzda yakalamıştır. Bundan sonra popüler rock kültürüyle devam etmiş ve ilgiyi toplamıştır.

8 Mayıs 2010 Cumartesi

Rock Müziğin Türkiye’de İlk Çıkışı ve Gelişim Süreci...

Türk rock müziği gelişen şartlar ve teknoloji ile birlikte hızla dünyada yaygınlaşırken ülkemize gelmesi ilk önceleri sert tonlamalarda değil, yalnızca “beat” yani ritim tarzında tonlamalar ile yaygınlaşmıştır. Esas anlamda tam bir rock eseri yerine daha çok gitar ritim ve tonlamalarında çalınmaya başlanmıştır. Bunun asıl sebebi o sırada dünyayı kasıp kavuran “The Beatles” grubunun tüm dünya gibi Türkiye’yi de etkilemesi bunun yanı sıra ekipman sıkıntısıda etkilemiştir. Gittikçe gelişen teknoloji ile birlikte ortaya elektronik tınılarda olan Overdrive ve gitarda daha sert tarz yaratan distortion şekli çıkmasıyla rock müzik devir atlamış sayılabilir.

Dünyayı hızla etkileyen rock müzik Türkiye’de bizlere Erkin Koray ile sesini duyurmuştur. Yine 1950′lerin sonlarına Erkin Koray Galatasaray Lisesinde bir konser vermiştir ve bu konser ile Galatarasay Lisesi öğrencisi olan Barış Manço’nunda etkilenerek daha sonralarında bizlere sesini duyurmasını sağlamıştır.
Türkiye’de ilk defa sesini duyuran rock müzik, önceleri ingilizce şarkıların çevirileri sayesinde çalınmıştır. Türk gruplar ortaya yeni eserler yaratmak yerine yabancı şarkı sözlerini türkçe söylemeyi tercih etmiştir ve bazı parçaların sözleride ingilizce söylenmiştir.
Bu dönemde MFÖ ve Erkin Koray yurt dışında stüdyo müzisyenliğindedirler ve bu albüm ile duraksamaya giren rock müzik yeniden canlanma göstermiş ve ayrıca iyi bir satış elde etmiştir. Bunun yanı sıra bu albüm herkesin yakından tanıdığı ünlü Led Zeppelin grubununda ilgisini çekmiş ancak maddi durumlar yüzünden gerekli desteği alamamıştır.
Rock müzik gelişme göstererek Barış Manço, Cem Karaca, Moğollar, Üç Hürel gibi isimlerle kendinden söz
ettirmiştir. Türk rock müzik sözleriyle gerek görünüşleriyle tepki aldılar. Tarzlarla birlikte ise Erkin Koray eleştiri alırken Barış Manço ise özgünlükle adlandırıldı vede örnek alınacak bir kişiliğe dönüştü. Ayrıca devlet desteği gören Cem Karaca ise sonradan sorunsal bir kimlik olarak algılandı.
Bu aradaki zaman zarfında ise artık Türkiye’de rock müzik tarzları oluşmaya başlar. Anadolu rock, rock, rock’n’roll gibi farklı tonlamalar çıkmıştır. Özellikle Cem Karaca’nın askerde anadolu insanını tanımasından sonra gelişen anadolu rock türüde bugün Haluk Levent ile süregelmektedir. Erkin Koray ise genel anlamda çeşitli tarzlarda çaldı ancak Alaturka Rock tarzını Türkiye’de duyurdu. Beat yani ritimsel rock ise Erol Büyükburç ile gelmiş diyebiliriz.

1990'lı Yıllardan Günümüze Rock Müziğin Gelişimi..

1990'lı yıllarda Guns'n Roses gibi bazı gruplar rock'n roll ve yeni yeni ünlenen bir müzik türü olan metal müziği birleştirerek yeni türler ortaya çıkarmaya çalışmışlar.Metal faktörü 80'li yıllardan edindiği potansiyel ve insanların farklı müzikler dinleme yolundaki eğilimlerini sisteme olan tepkiyle birleştirip önemli bir müzik türü haline gelmiştir.Özellikle 1980’lı yıllarda şekillenen ve oldukça ünlenen Metal Müzik’te özellikle Metallica’nın 1991 kaydı olan Black Albüm,Manowar’ın,Iron Maiden’ın,Sepultura’nın,Megadeth’in,Overkill’in ve daha bir çok grubun sayısız muhteşem albümü ve diğer grupların burada sayamayacağımız kadar çok albümleriyle Metal müziği de hatırı sayılacak bir dinleyici kitlesine ulaştırmıştı.
Metal müziğin derinine inersek de 1990 yıllarda ortaya çıkmış ve Metal müziğin en hüzünlü eserlerinin icra edildiği bir sonbahar müziği olan Doom Metal türü eski Gothic müziğin bir uzantısı olan Gothic Rock ve Gothic Metal’e oldukça yaklaşmış durumda.

1990'lı Yıllarda Rock Müziğin Gelişimi..

1990’lı yıllar Rock müziğin diğer bütün müzik türlerinden daha ön planda ve daha trend olduğu yıllar olarak müzik tarihine geçmiştir.1990’ların başında kot pantolonlar kendiliğinden yırtılmış satılmıyor, hakikaten eskiyor, saçlar yüzün önüne atılmak için özellikle uzatılmıyor, boşvermişlikten uzuyor ve bir bıkkınlık, bir umursamazlık dalgası Seattle’da adamakıllı hakimiyet kuruyordu. İş güç sahibi olamamış, tutunamamış, ve evet, ‘kaybeden’ birtakım adamlar garajlarında gitar tınkırdatırken, müzikal özlerini 70’lerin heavy metal’inden, felsefesini ise punk’dan ve 1980’ler Amerikan hardcore’undan alan yılgın bir müzik türü yarattılar. Bu grupların ilk örnekleri olan Green River, Mudhoney ve Soundgarden, bazen dinlenebilme sınırlarını zorlayan kabilinden gürültülüydüler.İkinci ve en büyük dalga ise Nirvana’yla başlıyor.Nirvana’nın müziği o zamana kadar görülmemiş bir sadelik ve bir o kadar da derin duygular taşıyordu.Seattle’dan başlayarak bütün Amerika’ya ve hatta tüm dünyaya kadar uzanan bu müthiş müzik yolculuğu binlerce depresif ve duyarlı dinleyiciyle buluşuyordu.bu müziği icra edenlerin en iyileri Nirvana,Soundgarden,Alice in Chains,Stone Temple Pilots ve Pearl Jam olarak akılda kaldı.Nirvana’nın 1991 yılında çıkardığı Nevermind albümü bu türün en iyi albümü olarak sayılmış,bu albümün hit parçası Smells Like Teen Spirit de yüzyılın en iyi parçası seçilmiştir.The Beatles,The Kinks,Sex Pistols ve Pink Floyd da diğer öne çıkan gruplardır.

1980'li yıllarda Rock Müziğin Gelişimi

1980’lerde sönen "Punk" balonu,2000’li yıllara geldiğimizde tekrar piyasaya düşecek ve garage punk grupları rock’ın yeni kurtarıcısı ilan edileceklerdi.Yine de Punk'ın felsefe olarak Rock müziğini daha isyankar ve asosyal bir seviyeye taşıdığını da söylemek gerekir.Punk türünün ortaya çıkmasıyla birlikte hali hazırdaki tüm Rock türevi müzikler ve müzisyenler "Normal" insanlarca aynı kategoriye konulmaya başlandı.Belki de Rock müzik tarihinde sınıflandırmanın ilk olarak çıktığı zamanlar 1970'li yıllardır.Rocker'ların sosyal hayattan dışlanmaya başladığı veya kendilerinin yoğun olarak uzaklaştıkları ilk yıllar da yine bu yıllardır.1980’li yıllar Metal müziğin gelişimi için de oldukça önemli yıllardı.

       Black Sabbath, Jethro Tull, Budgie, Judas Priest, Motörhead, Def Leppard ve Ufo gibi gruplarla başlayan dönem Iron maiden, Saxon, Venom, Angel Witch, Samson, Tygers Of Pantang, Raven gibi bir çok grupla devam etti.Bu dönem dünyada birçok insanı etkisi altına aldı ve bu döneme "New Wave Of British Heavy Metal" denildi.Bu tarzda çift gitar uyumu, anlaşılır melodik yapı, düz ama agresif vokal yorumları, gizemli dünyadan politik eleştirilere kadar uzanan konularla birleştirildi.Öyle bir dönemdi ki, Spider ve Samson'un Heavy Rock'undan Warface'in Death-Black metaline kadar bir köprü kuruyordu.

          Peşinden "Speed Metal"in geleneksel ton yapısı nihilistik, kromatik bir hal aldı.Böylece o dönemde yine ortalıkta olan punk rock'tan doğan bir sentezle "Death Metal"e uzanıldı.Slayer'in çıkışıyla modern metal oluştu ve hemen ardından birçok grup (kromatik, progresive, acemi ve hızlı, ambrent riflerle) "Death Metal"i kişiselleştirdi.Bu dönemde punk'ın hızını ödünç alan bir tür de ortaya çıktı ve bu türün adı da "Thrash Metal"di ve gerçekten kırbaçlarcasınaydı.Diğer bir müzikal yöneliş ise tüm bu eklemeleri reddedenlerdi ki onlarda da değişim vokal yorumunda ağırlıklı oldu. anlaşılır ama agresif thrash vokalinden, zor anlaşılan brutal bir vokal yorumuna yönelindi.Birçok müzik dinleyicisi bunu kabullendi ve "Death Metal" ortaya çıktı.

                    

Heavy Metal Doğuyor...

Heavy Metal,Black Sabbath ile başladı.Bu blues topluluğu,modern yaşamın dehşetini vurgulamak için "Heavy Rock"a yöneldi.Aynı dönemde çıkan Led Zeppelin, blues-rock bir yapıya sahipken her iki grup proto-metal'in mimarları sayıldı.Bu 60'lı yıllarda ortaya çıkan hard rock soundunun daha sert ve daha kompleks yapılara bürünmüş haliydi.

1970li Yıllarda Rock Müziğin Gelişimi..

1960’lardan 1970’lere girildiğinde müzik grupları da “süper gruplar” haline gelmeye başlamıştı.Gruplar daha kapsamlı turnelere çıkıp stadyumları dolduruyor,görkemli şovları ile her konseri daha törensel bir atmosfere çeviriyorlardı.
1960’larda kurulan Jethro Tull,The Moody Blues ve Pink Floyd gibi İngiliz gruplar,süper starlar haline geldiler.Black Sabbath gibi gruplar rock müziği sevimli hippi kültüründen uzaklaştırıp daha karanlık ve mistik temalar üzerine oturtarak bugün “Metal müzik” olarak bildiğimiz Rock türevini oluşturdular.
1970’li yılların sonları The New York Dolls,Alice Cooper,KISS ve hatta Aerosmith’in altın yılları oldu.Derken Rock müziği sarsacak bir gelişme daha oldu.Ortaya New York Punk diye bir akım çıktı.The Ramones ve Blondie,İngiltere’de de The Clash ve The Sex Pistols ortalığı oldukça karıştırdılar.

7 Mayıs 2010 Cuma

60'lı Yıllarda Rock Müzik: "Çiçek Çocuklar Dönemi"

Rock müzik ilk ortaya çıktığında bir sürü tür ve stilin nahoş bir karışımı idi ve olgunlaşması uzun zaman aldı.Rock’n Roll terimi ilk kez Alan Freed isimli Cleveland’lı bir Dj tarafından,The Dominoes grubunun “Sixty Minute Man” adlı şarkısında geçen “My baby rocks me with a steady roll” sözlerinin etkisiyle 1951’de kullanılmıştır.Rock and Roll’un uzun tarihine bakacak olursak günümüzde Rock müzik olarak tanımladığımız müziğin oldukça geniş bir müzik yelpazesinin sentezi olduğunu görürüz.Günümüzde de bu sentez devam etmekte ve Rock müzik günden güne değişmektedir.Müzik geliştikçe stil ve teknik kadar imaj da girmeye başlamıştır.Yukarıda bahsettiğimiz türlerin karışımı olan Rock müziği bildiğimiz haline getiren adam Los Angeles’lı bir prodüktör olan Phil Spector oldu.Spector,gençlik enerjisi ile beslenen öfke ve asiliği alıp The Crystals,The Shangri-Las,The Ronettes gibi sıradan grupları dönemin büyük isimlerine dönüştürdü.Ike ve Tina Turner,The Rolling Stones,John Lennon,The Ramones gibi isimleri de yaratan adam oldu.Stones,Rock müzik tarihinde bir grup elemanı veya bir müzisyen olmadığı halde en ünlü olan işidir.

1960’lı yılların sonuna doğru bir San Francisco akımı ortaya çıktı,en gözde gruplar San Francisco’dan Amerika’ya yayılıyordu.Janis Joplin,Jefferson Airplane,The Greatful Dead gibi gruplar San Francisco’yu sallarken,daha güneylerde Los Angeles’da The Doors fırtınası fena halde esmeye başladı.Rock müzik tarihi adına tüm zamanların gördüğü “Janis Joplin’in Rock müziği bir erkek oyunu olmaktan çıkardığı için bütün kadınlarca alkışlandığı,müziğin yaşamı ve bütün dünyayı değiştirebileceğine inanıldığı günlerdi.” Özellikle John Lennon'ın evlenmesinden sonra The Beatles'la arasının açıldığı bilinen bir gerçektir.Yine de bugün bilinen en iyi eserlerinin de bu dönemde verilmiş olması da ilginçtir.

Rock Müziğin Doğuşu

Rock, 20. yüzyılın sonlarında ortaya çıkmış,genellikle elektro gitar,bas gitar ve bateri gibi enstrümanlarla beraber vokal melodi taşıyan popüler müzik formudur.Birçok türü olmasına rağmen en tepede ikiye ayrılır. Bunlar hard rock ve genel olarak heavy metaldir.Heavy metal;karanlık,sert ve geneli ölümü ya da kötü şeyleri anlatan tarzdır.Heavy metalciler siyahı benimsemişlerdir.Hard rock Deep Purple,Led Zeppelin gruplarının önderliğinde ortaya çıkmıştır.En ünlü Hard Rock grupları:AC/DC Deep Purple,Led Zeppelin,Guns and Roses ve Van Halendır.Son dönemlerde Velvet Revolverda popüleritisini artırmıştır.En ünlü heavy metal grupları ise Iron Maiden,Metallica,Dream Theater,Korn,Manowar,Megadeth,Black Sabbath,Cradle of Filth ve benzeridir.