19 Mayıs 2010 Çarşamba

Redd

1996 yılında bir cover grubu olarak kurulan ve çocukluk yıllarından beri Pink Floyd, U2 gibi isimlerden etkilenen Redd, kulüp ve bar performanslarıyla oldukça uzun bir tecrübe kazandıktan ve kendi kitlesini oluşturduktan sonra 2000 yılında kendi şarkılarını yazmaya başladı.

Vokalde Doğan Duru, elektrik / akustik gitarda Berke Hatipoğlu, elektrik / akustik gitar ve geri vokalde Güneş Duru, hammond / syth ve piano da İlke Hatipoğlu ve 2. albümde gruba dahil olan davul da Suat Ayyıldız`dan oluşan Redd, 2005 yılının Şubat ayında ilk stüdyo albümleri olan "50/50"yi Stardium etiketiyle piyasaya çıkardı.
Tüm söz ve müzikleri Redd tarafından yazılan 10 parçanın yer aldığı albümün prodüktörlüğünü de Redd gerçekleştirdi.
Albümün çıkış parçası "Mutlu Olmak İçin" gruba rock müzik dünyasında önemli bir yer açarken redd`in ismini de haftalarca müzik listelerine taşıdı. Modern dünyanın döngülerinde ve kent yaşamında sıkışmış insanın hikayelerini anlatan 50/50, Redd`in sonraki çalışmalarının sağlam bir temeli oldu.
İlk albümü ile oldukça geniş bir hayran kitlesi oluşturan Redd, kısa bir süre arayla Nisan 2006`da Pasaj Müzik etiketiyle 2. albümleri" Kirli Suyunda Parıltılar"ı yayınladı.

Judas Priest

1970’te KK Downing ve Ian Hill tarafından kurulan «Metal Gods» lakaplı İngiliz Heavy Metal grubu.Gruba gitarist Glenn Tipton’ın sonradan katılımıyla birlikte tarihte bir dönüm noktası yaşanmış ve çift gitarlı ilk Heavy Metal grubu kurulmuş oldu. NWOBHM’in temelini atan Judas Priest’in ilk vokalisti Al Atkins’tir. Fakat grup , resmi albüm kayıtlarına Rob Halford ( The Metal God ) ile başlamıştır. Grubun Al Atkins ile herhangi bir albümü yoktur.Gruba «Metal Gods» lakabını kazandıran olay ise 1980 yıllarında çıkan British Steel albümündeki «Metal Gods» parçasıdır.1974-1992 yılları arasında grubun vokalisti olarak görev yapan Rob Halford , Painkiller albümü sonrası artık farklı şeyler yapmak istediğini açıklayıp gruptan ayrılmıştır. Rob Halford, gruptan ayrıldıktan sonra solo grubu olan FIGHT’ı kurarak daha farklı bir müzik yapmıştır. Judas Priest’in tüm albümleri Altın Plak ödülü almıştır. Müzikal olarak birçok gruba öncülük eden Judas Priest , Heavy Metal’in en büyük grubu olarak birçok müzik türlerini de keşfetmiştir. Power Metal ve Speed Metal tarzları ilk kez Judas Priest albümlerinde hayat bulmuştur. ( Bkz: Ram It Down , Screaming For Vengeance )

1970’lerin doom , karanlık Black Sabbath tarzından tamamen ayrı olarak kendine özgü bir çizgiyle müzik dünyasına giren Judas Priest ilk albümünden yaptığı son albüme kadar Heavy Metal icra etmiş ve NWOBHM’in temel taşlarını yerine oturtmuştur. Bununla ilgili bir röportajında KK Downing şöyle diyor : «Sabbath is heavy but Priest is metal» …
Rob Halford ile 2004 Yılında başlayan Reunion konserleri tüm dünyada büyük yankı uyandırır ve ardından 2005 senesinde Angel Of Retribution albümü ile dünya sarsılmıştır. Rob Halford , Judas Priest ile birlikte 15 senenin ardından ilk kez albüm yapmıştır. Böylelikle Priest eski dünlerine tekrar dönmüş olur.

18 Mayıs 2010 Salı

Scorpions


Alman Hard Rock, Heavy Metal efsanesi Scorpions... Yaşayan en uzun ömürlü Rock gruplarından biri olan Scorpions'un temelleri 1965 yılında ritim gitarist Rudolf Schenker'in bir grup kurmak için girişimlere başlamasıyla atıldı. 1969 yılında Schenker'ın genç kardeşi Michael ve vokalist Klaus Meine'nin katılmasıyla Scorpions kurulmuş oldu. Bas gitarda Lothar Heimberg ve davulda da Wolfgang Dziony olmak üzere 1972 yılında "Lonesome Crow" adlı ilk albümlerini yayınladılar. Albümden sonra led gitarist Michael Schenker gruptan ayrıldı ve Scorpions dağılmıştı. Uli Roth'un "Dawn Road" adlı grubuna katılan Rudolf Schenker ve Klaus Meine bu grupta çalmaya başladılar ve grubun ismini Scorpions olarak değiştirme kararı aldılar. Çünkü Scorpions ismi "Lonesome Crow" albümüyle iyi bir başarı elde eederk Almanya'da grubun ün yapmasını sağlamıştı. 1974 yılında ikinci albüm "Fly to the Rainbow" piyasadaydı. İlk albümden çok daha fazla başarı yakalayan bu albümde "Speedy's Coming" en çok parlayan şarkı olurken grubun müzik tarzını da ortaya koyuyordu. "In Trance" (1976) albümüyle dev bir adım attılar ve bu albüm Alman yapımcı Dieter Dierks ile olan uzun çalışma döneminin başlangıcıydı. "Virgin Killer" (1977) albümü ise kapağıyla dikkat çeken bir albüm oldu. Kapak bazı ülkelerde yasak gördü ve farklı bir kapakla piyasaya sunuldu. "Pictured Life" ve "Catch Your Train" albümde en çok beğenilen parçalar olmuştu. "Taken by Force" (1978) albümünün sağladı başarı ile Japonya turnesine çıktılar ve 1979 yılında "Tokyo Tapes" adlı çift Cd'lik konser albümü piyasaya sürüldü. Albüm Japonya'da yayınlandıktan 6 ay sonra da Avrupa ve Amerika'da piyasaya sürüldü. Ancak bu süreçte Ulrich Roth gruptan ayrıldı. Önce UFO'nun gitaristi Paul Chapman gruba geçti ama daha sonra Matthias Jabs yeni gitarist oldu.
1999 yılında ise yeni albüm "Eye To Eye" ve 2000 yılında da "Moment of Glory" albümü yayınlanmıştı. Berlin Philharmonic Orkestrası ile yaptıkları "Moment Of Glory" albümü grubun oldukça iyi bir başarı yakalamasını sağladı. 1999 yılındaki "Eye To Eye" albümünde sert eleşirilerin odağı olan grup bu albümle yeniden kendini kanıtladı. Daha sonra yayınlanan "Acoustica" adlı Unplugged albümden sonra ise 2004 yılında grubun uzun süredir beklenen eski formuna kavuştuğu "Unbreakable" albümü piyasadaydı. 2006 yılı başında grup "Night in Vienna" adlı 14 konser parçası içeren bir DVD yayınlamıştır.

16 Mayıs 2010 Pazar

Feridun Düzağaç

Feridun Düzağaç, 10 Ekim 1968'de Adana'da doğdu. İlk kez Mersin'de bir grubun solisti olarak insanların karşısında şarkı söylemeye başladı.
1988’de aynı üniversitede "okuduğu" dört arkadaşıyla kendi müziklerini üretmek ve kendi şarkılarını yazmak için kurdukları TINI grubuyla "şarkı yazmanın kutsal yükünü" keşfetti ; ilk bestesi Özdemir Asaf’ın "Lavinia"sı özel radyoların ilk günleriydi ki Ferdi Tayfur’un "Emmoğlu"sunun ardından bir ulusal radyoda en çok istek alan ikinci şarkı oldu.
1990 yılında yine aynı üniversitedeki 13 amatör şair arkadaşıyla "ilk rüzgar" adını verdikleri antolojik formatlı şiir kitabında yazdıklarını yayınladı ve fırsatını bulup, iki yıl uzattıktan sonra 1992 yılında Çukurova Üniversitesi İktisat Fakültesi İngilizce İşletme bölümünden mezun oldu. 5 yıllık paylaşımının anısına kaydettikleri TINI demosu 1994 Kasımında "Öğrenci İndirimi" adıyla Ada Müzik’ten yayınladı.
1995 Ocak ayında Sevgi Güryay'la hayatını birleştirdi. Aynı yılın Aralık ayında babası Salih Mete Düzağaç'ı trafik teröründe yitirdi.
Askerde yazdığı şarkılarını topladığı "Beni Rahatta Dinleyin" albümünü 1997 Ocak ayında, İstanbul'da yazdığı şarkılardan oluşan ikinci solo albümünü "Köprüden Önce Son Çıkış" ile 1998 temmuzunda sevenleriyle buluştu.
1999'un 2 kasımında minik prensesi Tuya Naz'ına kavuştu. 2000 yılında yayınlanan "Bülent Ortaçgil'e Saygı" albümüne onun Sevgi şarkısıyla konuk oldu.
Tam 33 ay sonra yine tamamen kendi şarkılarından oluşan "© Tüm Hakları Yalnızlığıma Aittir" albümü 2001 Mayısında dinleyicisiyle buluştu.
2003 yılında ise "Orjinal Altyazılı" albümünü çıkarttı.
2004 ağustos ayında ara albüm olan "Uzun Uzun Feridun Düzağaç"'ı çıkarttı.

15 Mayıs 2010 Cumartesi

Theatre of Tragedy

90'lı yıllar gothic metal piyasası için çok verimli yıllardı. O yıllarda birçok grup kuruldu ve bu gruplar ilk albümlerini çıkardılar. Norveç çıkışlı Theatre Of Tragedy'de bunlardan biri...

Theatre Of Tragedy 1993 yılında kuruldu. İlk albümlerini 1995 yılında çıkardılar. Bu çalışma gothic metal piyasası için bir dönüm noktası olarak görülmektedir. Bu albümde ve bütün albümlerinde en dikkat çekici özellikleri eski ingilizce kullanarak şarkı sözü yazmalardır. Buna bir de eski vokalistleri Liv Kristine Espanes'in sesi eklenince oratay harika bir müzik çıkmaktaydı. Onlar, daha sonraları onların izinden gidecek ve çok başarılı olacak bir çok gruba yol gösterici oldular.
İkinci albümleri “Velvet Darkness They Fear” 1996’da çıktı ve bu albümde bir kült olarak gothic metal tarihinde yerini aldı.
98’de üçüncü albüm “Aégis” piyasa çıktı. Bu albümde grup kendi sınırlarını da aştı ve bize ne kadar iyi bir grup olduklarını gösterdiler. Albüm, alışık olmadık elektronik, daha sessiz bir sound ve Raymond’la Liv’in ilk kez düeti yüzünden başlarda biraz değişik gelse de sonradan albüm başka bir kült oldu. Hatta grubun hayran kitlesi bu albüm sayesinde daha da arttı.
Grup 200 yılında şirket değiştirip bu şirketten “Musique” (2000) albümünü yayınladı. Bu albüm klasik Theatre of Tragedy tarzıyla “Aégis” albümünde denedikleri elektronik öğelerin harika bir karışımıydı. Bu albümden sonra geniş bir Avrupa Turnesine çıktılar.
Theatre of Tragedy 2002 “Assembly”yi yayınladı. Bu albümde yeni gitaristleri Vegard K. Thorsen ile çalıştılar. Bu albüm Theatre Of Tragedy'nin potansiyelinin ne kadar büyük olduğunu gösterdi. Şu anda sahip oldukları sound geçmişten çok farklı fakat yine de kendilerini bize sevdirmeyi başardılar.
2003 yılında grupta büyük bir trajedi yaşandı ve grubun belki de yüzü Liv Kristine, diğer elemanların ona bir mail atmasıyla gruptan atıldığını öğrendi. Ama Theatre Of Tragedy hızını kesmedi ve 2004 yılında Nell Sigland'ı gruba kattılar.
Grup Nell'le beraber 2006 yılında Storm isimli albümünü yayınladı. Grup bu albümün ardından turnelerini sürdürmektedir.
Nell'in Liv kadar nitelikli bir sesi yok; fakat çok daha güçlü bir sesi var. Ayrıca Theatre Of Tragedy sound'una uyumlu bir sesi olduğunu da söyleyebiliriz.

Düş Sokağı Sakinleri

Grup 1993′te Murat Çelik ve Murat Yılmazyıldırım tarafından kuruldu.

MURAT ÇELİK

4 Mart 1965′te Bakırköy’de dünyaya geldi düşlerimizin tutsak kahramanı… Müzikal anlamda 1993 yılında Düş Sokağı Sakinleri grubunu Murat Yılmazyıldırım ile birlikte kurarak profosyenellige adım attı. Futbolcu olacaktım, sakatlanınca istanbul Üniversitesi Fen Fakültesine girdim. Hocalarımın saçını kes ısrarına dayanamayıp müzisyen oldum… 1965′ten beri yaşadıklarımı ve yaşayacaklarımı Düş Sokağı Sakinleriyle paylaşmaktayım. En güzel bestem kızım Zeynep Ada’dır; ben güzel olan her şeyi severim, çünkü Rabbimi bana hatırlatır !.. Murat Çelik Düş Sokağı Sakinleri Albümleri: Düş Sokağı 1993 – Eylül (Piccatura) Yaşadıkça 1997 – Şubat (EMI) Üç 1999 – Kasım (EMI)
MURAT YILMAZYILDIRIM

Düşsel bir dünyanın kapısından içeri girdiğimde 9.5.1964 tarihini gösteriyordu zaman. Ve dünya üzerindeki yolculuğum beni sevinçleri ve hüzünleri birbirine karışmış bu coğrafyada müzik denen sadık dostumla tanıştırdı. Beni çoğunuz Düş Sokağı Sakinleri’nden tanır. Kiminizde solo olarak yaptığım albümlerden. Sırasıyla şimdiye kadar çıkan albümler:
Düş Sokağı Sakinleri: Düş Sokağı 1993 – Eylül (Piccatura) Yaşadıkça 1997 – Şubat (EMI) – Üç 1999 – Kasım (EMI)

13 Mayıs 2010 Perşembe

Metallica

Hard rock ve metal müziğin efsane ismi Metallica, bu tarzların küçük ve şekilci bir dinleyici kitlesinin tekelinden çıkıp geniş topluluklara ulaşmasında büyük pay sahibi olmuştur.

Metallica’nın temelleri Lars Ulrich tarafından atılır. Ulrich, Los Angeles gazetesine ilan vererek birlikte müzik yapabilecek kişilerle görüşmek istediğini belirtir. İlk telefon, bir basımevinde çalışan 18 yaşlarında lise mezunu bir gençten, James Alan Hetfield’dan gelir. Sert sesi, farklı armonisi ve yeniliğe açık gitar virtiözitesiyle, grubun vokal ve gitaristliğini üstlenen Hetfield’ı, şu anda Megadeth’te çalan gitarist Dave Mustaine izler. Ve son olarak da siyahi bass gitarist Ron Me Govne gruba dahil olur.
Metallica’nın ilk albümü olan "Kill ’Em All" piyasaya sürüldüğünde takvimler Temmuz 1983’ü göstermektedir. Albüm 70 bin adet satılmıştır. Tam 1 yıl sonra çıkardıkları ikinci albüm "Right The Lightning"in satışı da 75 bin olmuştur.Ardından "Master of Puppets"ı çıkaran grup, ilk çalışmalarının üzerinden geçen üç yılın sonunda bu albümle kendini ispatlamayı başardı.  1988’de "... And Justice For All"u çıkaran grup, adaletsizlikten yakınmakta ve "Herkes İçin Adalet" sloganını haykırmaktadırBu albümü, 1996 yılında "Load" albümünün yayını izledi. Metalica’yı bir heavy metal grubu olarak gören ve böyle devam etmesini isteyen dinleyiciler tekrar hayal kırıklığına uğramışlardı. Bir çok grup geleneksel tarza geri dönerken Metallica’nın yeni şeyler denemesi farklı türler dinlemeye açık olan gençlerin ilgisi çekmiş, hatırı sayılır bir genç dinleyici topluluğu hayran kitlesine dahil olmuştur.

Load albümü, bu albümün devamı niteliği taşıyan, "Reload" albümü gibi 8 milyon adet satmayı başardı. "Reload", 1997 yılında yayınlanmıştı, albümün ana teması hız olmakla beraber, dinleyenlerini önce şeytanla dansa davet eden "Devil Dance", anı yaşamaya sevk eden "Carpe Diem Baby" ve ailesinden aldığı eğitimi uyuşturucu bir iğneye benzettiği "Fixxxer" Metalica’nın nereden nereye geldiğinin apaçık ifadesi oluyordu. Bu durum Metallica’nın geleneksel dinleyicilerinde "Acaba eski günlerdeki gibi parçalar yaparlar mı?" sorusunun cevabının bir kez daha hayal kırıklığına dönüşmesine neden olmuştur.

1998 yılında piyasaya sürülen "Garage Inc." albümü eski ve yeni cover çalışmalarından oluşan 27 parçadan meydana geliyordu.1999’a gelindiğinde, "S&M" piyasaya sürülür.
Aynı zamanda Metallica Haziran ayının sonunda Festival kapsamında ülkemize gelecek gruplardan biridir.